• Feyza Ademoğlu Özcan – Erkcan Özcan

Bundan üç yıl önce biri 3 yaşında, diğeri 6 aylık iki kızımızla vatana kesin dönüş yaptık. 11 yıl yurtdışından sonra, burada hiç bir yakınımız yokken, iş sebebiyle İstanbul’u seçtik. Geldiğimizde üniversitenin kreşinde yer olmadığını öğrendik ve çok zor durumda kaldık. İkimizin birden çalışmaya başlayabilmesi için öncelikle büyük kızımıza bir kreş bulmak zorundaydık. Civardaki kreşleri gezdik. Bu arada üniversitedeki kreşin müdiresinin de tavsiye ettiği Elma Anaokulu’na geldik. Seçimimizi yaparken okulun yönetimi ve öğretmenleriyle görüşmelerimiz büyük rol oynadı. Alternatiflerde göremediğimiz, sıcak bir ortam ile, çocukları duyarlı ve sorumlu birer birey olarak yetiştirme disiplinini bir potada eritebildikleri izlenimini aldığımızdan ötürü Elma’yı seçtik. Aradan geçen süre zarfında küçük kızımız da Elma’da başladı. Çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki, kararımızın doğruluğunu üç yıldır sürekli görüyoruz. Amerika’da iken az da olsa arkadaşlarımızın çocuklarının kreşleri hakkında bilgimiz vardı. İsviçre’de büyük kızımızın bakımı ve eğitimi için bir çok kişiyle görüşmüştük, orada bir ön-kreşe gidiyordu ve oradaki eğitimi yakından tanıdık. Bu tecrübelerimize bakarak diyebiliriz ki, Türkiye’ye döndüğümüzde hakikaten dünya standartlarında olduğunu gördüğümüz az sayıdaki şeyden biri Elma’daki eğitim.

Öğretmenlerin hepsi tüm çocukları tanıyor ve takip ediyorlar. Çocuklar sadece kendi yaşıtlarıyla değil, hem daha büyüklerle, hem de daha küçüklerle etkileşiyor ve toplum içinde yaşamayı öğreniyorlar. Faaliyetler keyifli ve öğretici. Sadece çocuklarımızın evde bize anlattıklarından dahi, hem mutlu olduklarını, hem de hayata güzel hazırlandıklarını görebiliyoruz. Veliler düzenli bir şekilde bilgilendiriliyorlar ve eğitimin bir parçası olduklarını hissediyorlar. Herhangi bir konuda endişelerimiz olduğunda (ki bunlar ender oluyor), rahatlıkla bunları dile getirebiliyor, karşımızda iyi niyetli ve çare üreten öğretmenler buluyoruz. Sabah-akşam okulun saatleri çalışan anne babalar için çok uygun. Ayrıca başka birçok okulda olmayan şekilde yaz programları da var.

Kısacası gözümüz hiç arkada kalmıyor. Bunun ne kadar büyük bir lüks olduğunu, ne kadar büyük bir rahatlık olduğunu anlatmak güç. Bazen arkadaşlarımızla konuşurken, çocukları beklenmedik bir davranışta bulunurlarsa şöyle dediklerini duyuyoruz: “… eh çocuk işte, okulda öğrenmiş, hepsi birbirinden öğreniyor …” İşte böyle zamanlarda onaylar şekilde başımızı sallıyoruz ama içimizden “ama bunlar Elma’da olmuyor” diye geçirmeden edemiyoruz. Şanslı hissediyoruz, çocuklarımızı (ve hatta kendimizi) Elma Anaokulu ailesinin birer parçası olarak görüyoruz.
Meslek icabı şunu ekleyerek bitirelim: Şüphesiz bizimkisi tek bir veri noktası, eğer çocuklarınız için kreş arıyorsanız, size en uygun olanı sonuna kadar araştırın. Ama bu satırları okuyorsanız, size söyleyebileceğimiz bizim veri noktamızın son derece olumlu olduğu. Üniversite kreşinde yer açıldığı zaman dahi Elma’dan ayrılmayı düşünmedik. Kanımızca Elma’nın en kötü yani, kızlarımız oradan mezun olduklarında aynı kalitede bir ilkokul bulamayacağımızın endişesi.
feyzade@yahoo.com
erkcan@hotmail.com

  • Ayşen Türkmen

“Elma Anaokulu, çocuğumu her sabah yanağına bir öpücük kondurarak kapısından içeri bıraktığım, akşam da mantosunu giymiş, kaşkolunu bağlamış halde yine kapı eşiğinden alıp eve götürdüğüm bir yer değil.. basitçe çocuğumu emanet ettiğim herhangi bir çocukevi değil, gerçekten bir yuva! Sıcaklığıyla, güleryüzü ve samimiyetiyle, özeniyle.. (sadece çocuklara karşı da değil üstelik!) Kızımın bilgilerini artırması, ilköğretime hazırlanması elbette önemli, ama onun kendine güvenen, sosyal ve mutlu bir çocuk olmasını daha fazla önemsiyorum. Elma’nın bu yöndeki katkısı benim için çok anlamlı.. Kızım Elma’da çok mutlu! Ben de!..”
turkmenaysen90@hotmail.com

  • Rabia Erdoğan

Söylenecek o kadar çok şey var ki. Bizim anaokulu tercih etme serüvenimiz 5-6 ay sürdü. Birçok okula gittik, görüşmeler yaptık. Her anne baba gibi ince eleyip sık dokuyorduk. Çocuğumuzu içimiz rahat bırakabileceğimiz, kendisini rahatça ifade edebileceği, çevresinde olan biteni sorgulayabileceği, araştıracağı bir okul aradık. Elma Anaokuluna adımınızı atar atmaz, o samimiyeti ve sıcaklığı hissediyorsunuz. Elma Anaokulu diğer gittiğimiz okullardan farklıydı. Onlar eğitim modellerini, okullarını diğerleri gibi makyajlayıp anlatmadılar. Gerçek öğenin çocuk olduğunu hissettirdiler.
Ufuk Elma’da okula başladı. Ufuk çok içine kapalı, utangaç, kendisini ifade etmekten çekinen, ne yaptıysak sosyalleştiremediğimiz bir çocuktu. Öyle ki toplum içerisinde arkama saklanır, yabancı birisi bir şey sorduğunda cevap vermezdi. Okula başladığımız ilk gün çok korktuk. Ne yapacaktı? Muhtemelen ağlama krizine girerek içeri girmek istemeyecekti. Öyle olmadı. Çok şaşırdık. Çünkü o güne kadar başkasının elinden tutmamış oğlum, öğretmenin elinden tutarak sınıfa gitmişti. Bir-İki ay sürekli çok utandığını söyledi. Öğretmenlerinin pozitif yaklaşımı ile onu da aştık. Okul ortamına, öğretmenlerine, arkadaşlarına alıştı. Eve gelip benim yemeklerimi beğenmemeye başladı. Eee okulda yemiyor musun bunu oğlum? Okulda yiyorum ama Gülgün abla daha güzel yapıyorJ Bir taraftan mutlu olurken bir taraftan da kıskanmaya başlamıştımJ
Okulda 2.senemiz. Hafta sonlarını zor bitiriyoruz. Okuldan erken aldığımızda azar işitiyoruzJ “Anne beni bu kadar erken almayın” Ufuk kendisini çok güzel ifade ediyor, kendisine güveniyor, sosyal ilişkileri çok daha iyi, sorulan her şeye mantıklı, doğru cevaplar veriyor, paylaşmayı biliyor, her şeyi çok iyi gözlemliyor, duyarlı, meraklı, araştırmacı, yanı sıra öğrendikleri ve yaşadıklarını örtüştürerek müthiş hayaller kuran, sevgi dolu bir çocuk. Elektrikler o odada kimse yoksa Ufuk tarafından kapatılır. Çünkü boşuna enerji israfıdır. Su boşuna akıtılmaz, karınca incitilmeden odadan çıkartılır, geri dönüşen malzemeler çöpe atılmaz, imkanı olsa sokaktaki bütün hayvanları doyuracak.
Kitap günü, oyuncak günü, göster-anlat, sayma zamanı, portofolyo sunumları, o muhteşem geziler çocuğa o kadar çok şey kattı ki. Her ünite başlangıcı bizim evde bir merak, acaba sınıf nasıl hazırlanmıştır. Üniteyi hemen tahmin edebilecekler mi? Yeni ünitenin bir gece öncesi :“Anne hemen yarın olsun. Yeni üniteyi çok merak ediyorum.” Aklıma gelmeyen daha bir çok şey.
Bu sene mezun olacağız. Keşke diyoruz Elma’nın ilkokulu da olsaydı… Şanslıyız Elma ile doğru bir karar verdik. Aynı şansı ilkokulda da yaşamayı ümit ediyoruz. Ufuk okuldayken ilk günden beri hiç aklım Ufuk’da olmadı. İçim çok çok rahattı. Orada çok mutlu olduğunu, çok iyi bakıldığını, güvenli ellerde olduğunu biliyoruz. Bir anne baba için en önemli şey güvendir. Biz bunu Elma ile yaşadık. Herkese çok çok teşekkür ederiz. Başta Ayla Hanım’a o güzel enerjisi, güler yüzü ve samimiyetiyle çocuklar onu çok seviyor. İyi ki Elma’nın kurucusu. Duygu Öğretmen, Gülşen Öğretmen, Fatoş Öğretmen, Funda Öğretmen ve Gülgün Ablamız Ufuk hepinizi çok seviyor. Sizsiz ne yapacağız bilmiyorum. Hepinize emekleriniz için, çocukları okuldan mutlu gönderdiğiniz için, çocuklara bu kadar güzel duygularla yaklaştığınız için çok çok teşekkürler.
rabia.ungordu@deneyimpatent.com

  • Demet Yaver Özturann

Canınızdan bir parçayı emanet etmek. Düşüncesi bile ne kadar zor değil mi? Ama hepimiz gün geliyor, güveneceğimiz bir okula çocuklarımızı bırakıyoruz. Bizim için ne kadar zor ise; çocuklar içinde o kadar zor bir süreç. Kayra’nın alıştığı düzeni değiştirip, anaokuluna alışma süreci biraz sancılı geçti. Elma bizim ikinci okulumuz. Gönlüm Elma’dan yana olmasına rağmen çalışma saatlerimin geç olması, diğer anaokulunun annemin evinin tam karşısında olması nedeni ile başka bir okul tercih etmek zorunda kaldık.
Bir gece Kayra inanılmaz bir kriz geçirdi. Ben okula gitmek istemiyorum diye avazı çıktığı kadar bağırarak ağlıyor, avuçlarını sıkıyordu. Evet düzeni bozulmuştu, ama bu sadece düzeni bozulduğu için yaşadığı bir sorun değildi. Güven sorunu yaşıyordu, endişeleri vardı. Bir ayın sonunda, güven sorunu olanın, endişeleri olanın Kayra değil ben olduğumu anladım. Kayra benim tüm endişelerimi hissediyor ve okula gitmemek için direnç gösteriyordu. Okul sadece annemin evine yakındı ve benim geç olan çalışma saatlerime uygundu. Onun dışında hiçbir kriterimize cevap veremiyordu. Ben tüm günü tedirgin geçiriyordum. Aynı tedirginlik ile de Kayra’yı okula bırakıyordum. Bunun doğal sonucu olarak tüm endişelerim Kayra’ya geçiyor, o da okula gitmek istemiyordu. Bu kısırdöngü tam bir ay devam etti.
Kriz geçirdiği günün sabahında ansızın kendimizi Elma’nın kapısında bulduk. Kayra’yı tüm gece yeni bir okul için ikna ettiğimi zannediyordum. O gün Kayra okula başlamadı. İçeri girmedi. Biz evimize geri döndük. Fakat Kayra bahçede kaldığımız süre içinde ve sonrasında benim Elma’ya olan güvenimi aldı. Diğer okulundaki endişelerin hiçbirini ben yaşamamıştım ve o enerjiyi Kayra’ya aktarmamıştım. Güvende olduğunu anlamıştı. Evimize geri dönerken Elma ile ilgili sorular sormaya başladı. İçeri girmedi ama merak ediyordu. Elma’nın internet sitesinden resimler ile tüm sorularının cevabını buldu. Denemesi gerektiğini, denemeden bilemeyeceğini uzun uzun günlerce anlattım. Defalarca anlattım. J Okula gitmek için ikna olmuştu. Tek sorun yeni düzenine alışmasıydı. Bunun için ihtiyacımız olan şey birazcık zamandı. Benim kazandığım güven duygusunu Kayra’nın yaşayarak kazanması gerekiyordu. O zamanı Duygu Yalçın ve Gülşen Dandin’in inanılmaz destekleri ile atlattık. Bunlar anaokulu sürecince oğlumla benim yaşadığım bize özel duygular aslında. Ama biliyorum ki bizim yaşadıklarımıza benzer birçok duygular yaşanıyor… Birlikte yürüdüğümüz bu yolda seçtiğimiz okulun önemini yaşadıklarımızla çok daha iyi anladım. Elma’da olmasaydık bu sürecin nerelerde olacağını düşünmek bile istemiyorum.
Öyle hassas noktalar düşünülüyordu ki… Öyle gözlemler yapılıyordu ki… Yarıyıl gelişim raporunu aldığımda, “Bunu babası bile bilmez. Bir tek ben bilirim” dediğim her şey gelişim raporundaydı. Oğlum gözlemlenmişti ve oğluma özel her şey o raporda yazıyordu.
Elma’da, çocukların hassasiyetleri, eğitim becerileri, duyguları, düşünceleri, istedikleri, istemedikleri, özlemleri, sevgileri, hisleri, düşleri, hayalleri, hepsi bir bütün halinde düşünülmüştü ve uygulanıyordu. İlk kez duygu ve düşüncelerimi dile getirmekte güçlük çekiyorum. Elma’da olmak, anlatılmaz yaşanır.
Her gün, artan bir sevgi ile gidiyor Kayra okuluna. Şimdilerde sınırlarını aştığında, oğlum okula gitmeme cezası gelmek üzere diyorum. Anne lütfen anne başka bir ceza ver diyor.
Günün sonunda en büyük hediye tümgün sevgi ile sarmalanmış, yeni bilgilerle donatılmış oğlumu okulundan almak.
Oğluma ve bana kattığınız her bir değer için sonsuz teşekkürler.
demetyaver@hotmail.com

  • Burçak Uluğ

Elma Anaokuluna çocuklarım küçük yaşlarda başladılar. Çalışan bir anne olarak bu kadar küçük yaşta çocuklarımı okula verirken yaşadığım tüm tereddütleri, okulun değerli kadrosunun sıcaklığı ve profesyonel yaklaşımı sayesinde aştım. Akademik faaliyetleri, çocukların özbakımını kazanma sürecine katkıları beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı. “Ev sıcaklığında okul ortamı” Elma Anaokulu için sanırım ideal bir tanımlama olurdu..
ulugbt@gmail.com

Görüşlerinizi Bize Bildirin